dönemli

listen to the pronunciation of dönemli
Turkish - English
occurring at regular intervals
recurrent; cyclic; seasonal
periodic
dönem
period

My last period was two months ago. - Benim son dönemim iki ay önceydi.

I went to the theater to see a period drama. - Ben bir dönem draması görmek için tiyatroya gittim.

dönem
term

The second term came to an end yesterday. - İkinci dönem dün sona erdi.

Tom served two terms in Congress. - Tom Kongrede iki dönem hizmet etti.

dönemli süreç
(Bilgisayar,Teknik) periodic process
dönem
spell

The spell of drought did severe damage to the harvest. - Kuraklık dönemi ürüne ciddi hasar verdi.

We have had a long spell of hot weather. - Uzun bir sıcak hava dönemi geçirdik.

dönem
(Matematik) periot
dönem
stage

All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages. - Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.

dönem
failure recovery
dönem
(Askeri) age

The age of nuclear power is not yet over. - Nükleer enerjinin dönemi henüz bitmedi.

All the world is a stage, and all the men and women merely players. They have their exits and their entrances, and one man in his time plays many parts, his acts being seven ages. - Tüm dünya bir sahnedir, insanlar da yalnızca birer oyuncu. Sahneye girer, çıkarlar ve zamanları boyunca yedi dönemden oluşan birçok oyun sergilerler.

dönem
mileage
dönem
fit
dönem
{i} semester

I'm taking Spanish this semester. - Bu dönem İspanyolca alıyorum.

What are you going to take this semester? - Bu dönem ne alacaksın?

dönem
epoch
dönem
era

No schools for the deaf existed in that era. - O dönemde işitme engelliler için okul yoktu.

In the Cold War era, Soviet naval and air bases existed in Cuba and Vietnam. - Soğuk Savaş döneminde Küba ve Vietnam'da Sovyet deniz ve hava deniz üsleri vardı.

dönem
day
dönem
season

It's going to cost you a lot more to stay at that hotel during high season than during low season. - İşin yoğun olduğu dönemde o otelde kalmak sana işin düşük olduğu dönemde kalmaktan çok daha fazlaya mal olacaktır.

dönem
terminal
dönem
run

We will become happy in the long run. - Uzun dönemde mutlu olacağız.

dönem
session
dönem
circle
dönem
date

This custom dates from the Edo period. - Bu gelenek Edo döneminden kalma.

dönem
term (of a legislature until the next election)
dönem
round (in boxing)
dönem
period of time, period, era
dönem
period, era, epoch; term, semester
dönem
(Hukuk) period, phase
dönem
school term, semester
kısa dönemli
short-range, short-term