dönüşme

listen to the pronunciation of dönüşme
Turkish - English
metamorphosis
switch
transformation
ling. regressive assimilation
transformation; conversion; regressive assiilation
(Dilbilim) transform
(Dilbilim) regressive assimilation
conversion
mutation
dönüş
rotation
dönüş
comeback

The player made a splendid comeback. - Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.

dönüşmek
transform
dönüşmek
turn into
dönüş
turn

His hair has turned white. - Saçları beyaza dönüştü.

Tom often forgets to use his turn signal. - Tom çoğunlukla dönüş sinyalini kullanmayı unutur.

dönüş
return

There is no returning on the road of life. - Yaşam yolunda dönüş yoktur.

My old friend wrote to me, informing me of his return from abroad. - Eski arkadaşım bana yazdı, yurt dışından dönüşü ile ilgili bilgi verdi.

dönüş
{i} spin
dönüşmek
turn to
dönüşmek
{f} grow
dönüş
{i} swing
dönüşmek
shade off
dönüş
(Bilgisayar) escape
dönüş
(Bilgisayar) returning

There is no returning on the road of life. - Yaşam yolunda dönüş yoktur.

There is no returning to our younger days. - Daha genç günlerimize geri dönüş yoktur.

dönüş
(Askeri) traverse
dönüş
curve
dönüş
(Dilbilim) reflex

The lesson on reflexive verbs is always difficult for the students. - Dönüşlü fiiller dersi öğrenciler için her zaman zordur.

dönüşmek
convert into
dönüş
regress
dönüş
gyre
dönüş
gyration
dönüş
convert into
dönüş
cycle
dönüş
{i} rotating
dönüşmek
mutate
dönüşmek
convert
dönüşmek
degenerate
Dönüş
agerayis
dönüş
by turn
dönüş
rev

Layla's love turned to revenge. - Leyla'nın sevgisi intikama dönüştü.

dönüş
turning

Our trip to Africa is turning into a catastrophe. - Afrika'ya gezimiz bir felakete dönüşüyor.

That country is turning into a society with high education. - O ülke yüksek öğrenim görmüş bir topluma dönüşüyor.

dönüş
turning, rotation, turn; return, comeback
dönüş
regression
dönüş
return journey
dönüş
way back

You'll never find the way back home, through narrow streets of cobblestone. - Arnavut kaldırımlı dar sokaklarda, eve geri dönüş yolunu asla bulmayacaksın.

She could not find her way back. - O, geri dönüş yolunu bulamadı.

dönüş
facing
dönüş
descent
dönüş
sports pivoting turn
dönüş
turning, rotation, revolution
dönüş
turnabout
dönüş
swerve
dönüş
twirl
dönüşmek
to change, to transform, to turn (into)
dönüşmek
shade
dönüşmek
expand
dönüşmek
change

I wish I had time to go home and change into something more appropriate. - Keşke eve gitmek ve daha uygun bir şeye dönüşmek için zamanım olsa.

I wish I had time to go home and change into something else. - Keşke eve gitmek ve başka bir şeye dönüşmek için zamanım olsa.

dönüşmek
turn
dönüşmek
to turn, be transformed (into)
dönüşmek
to mutate, undergo mutation
dönüşmek
shade off into
dönüşmek
shade into
dönüşmek
resolve
dönüşmek
be transformed into
dönüşmek
return to
dönüşmek
pass
gazdan sıvıya dönüşme
condensation
kurda dönüşme
lycanthropy
tamamen dönüşme
(Kimya) transmogrification
Turkish - Turkish
Kelime içinde, yan yana düşen iki sesten birinci sesin ikincisinin etkisiyle değişmesi, benzeşme
Dönüşmek işi, tahavvül
Dönüş
avdet
Dönüş
(Osmanlı Dönemi) MAAD
dönüş
Dönme işi veya biçimi: "Artık serbestim, koynumda terhis kâğıdımla dönüş yolundayım."- R. N. Güntekin
dönüş
Dönme işi veya biçimi
dönüş
Oyuncunun bir ayağını yerden kesmeden yaptığı dönme hareketi
dönüşmek
Bir biçimden veya bir durumdan başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek: "Gülüşü içli bir duyarlığa dönüştü yüzünde."- N. Cumalı
dönüşmek
Bir biçimden veya bir durumdan başka bir biçim veya duruma girmek, tahavvül etmek
dönüşmek
inkılap etmek