dökün

listen to the pronunciation of dökün
Turkish - English
pour over
dök
{f} shed

The girls shed tears after reading the novel. - Kızlar, romanı okuduktan sonra gözyaşı döktüler.

He shed innocent blood just for kicks. - Sadece heyecan olsun diye masum kanı döktü.

dök
{f} spilt
dök
{f} spill

Tom almost spilled his coffee. - Tom neredeyse kahvesini döküyordu.

Tom admitted to spilling the red wine. - Tom kırmızı şarabı döktüğünü kabul etti.

dök
slop
dök
{f} spilled

I spilled egg on the floor. - Yumurtayı yere döktüm.

I spilled coffee on your tablecloth. - Ben senin masa örtüne kahve döktüm.

dök
dump

It wasn't Tom who dumped garbage in your front yard. - Ön bahçenize çöp döken kişi Tom değildi.

Tom dumped the contents of his briefcase out on the table. - Tom evrak çantasının içindekileri masaya döktü.

soyun-dökün
(Dilbilim) strip-tease
dökün
Favorites