Definition of current in English Turkish dictionary
- akım
Hadi akıma karşı yüzmeye çalışalım.
- Let us try to swim against the current.
Elektrik akımı manyetizma oluşturabilir.
- An electric current can generate magnetism.
- şimdiki
Tom Mary'nin şimdiki erkek arkadaşıdır.
- Tom is Mary's current boyfriend.
Şimdiki kız arkadaşımı cimnastik salonunda tanıdım.
- I got to know my current girlfriend at the gym.
- yaygın
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
- (Bilgisayar) varsayılan
- (Askeri) YÜRÜRLÜKTEKİ; KULLANILMAKTA OLAN; CARİ
- (Elektrik, Elektronik) elektrik cereyanı
- şu anki
Ben şu anki işimi bırakmak istiyorum.
- I want to quit my current job.
Ben şu anki gelirimden memnunum.
- I'm satisfied with my current income.
- kullanılan
- yürürlükte olan mevcut
- yürürlükte olan
- (Tıp) kürent
- akarsu debisi
- halihazırdaki
- güncel
Öğretmen güncel olaylara öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştı.
- The teacher tried to interest the students in current events.
Ben önemli haberleri güncel tutmaya çalışıyorum.
- I try to keep current with important news.
- bugünkü
- geçerli
Dünyada sonsuzluktan daha korkunç bir şey varsa, o zaman bu muhtemelen benim diploma tezinin geçerli ilerlemesidir.
- If there's something more terrifying in the world than eternity, then it's probably the current progress of my diploma thesis.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
- cari
- geçer
Birtakım Avrupa ülkelerinde geçerli para birimi avrodur. Simgesi € şeklindedir. Bir avro yaklaşık iki Türk lirası değerindedir.
- In several European countries, the current currency is the euro. Its symbol is €. One euro is worth about two Turkish lira.
Eski inanç hala yaygın olarak geçerlidir.
- The old belief is still widely current.
- genel
- içinde bulunulan an dilimi, akım (elektrik), akıntı (su, nehir...)
- tutulan
- şimdiki zamana ait
- current expenses günlük masraflar
- current history bugünün tarihi
- revaçta olan
- {s} şimdiki, bugünkü, güncel, aktüel
- {s} tedavüldeki
- günlük giderler
- geçerli Pu anki / yürürlükteki
- hali hazırdaki
- tedavülde olan
- {i} eğilim
Şimdiki eğilimler devam ederse, dil muhtemelen yakın gelecekte ölecektir.
- If current trends continue, the language will likely die in the near future.
- akıntı
Güçlü akıntıya karşı kürek çekemedik.
- We couldn't row against the strong current.
Tekne akıntıya karşı gidiyor.
- The boat is going against the current.
- (Teknik,Ticaret) mevcut
Biz, mevcut koşullar altında daha fazla fiyat indirimi teklif edemeyiz.
- We cannot offer a further price reduction under the current circumstances.
Mevcut koşullar altında, bu yolculuğu yaparken rahat hissetmedim.
- Under the current conditions, I didn't feel comfortable making this trip.
- geçmek
Hepimiz geçmek istiyoruz.
- We all want to be current.
- suyun akışı
- carim
- cereyan
- current asset
- yürürlükteki aktifler
- current bar
- akım çubuğu
- current call
- (Bilgisayar) geçerli çağrı
- current crop
- (Tarım) mevcut mahsul
- current ctl
- (Bilgisayar) geçerli ctl
- current debt
- cari borç
- current draw
- (Otomotiv) çekilen akım
- current file
- (Bilgisayar) geçerli dosya
- current flow
- (Coğrafya) akım debisi
- current icon
- (Bilgisayar) geçerli simge
- current investment
- (Ticaret) kısa vadeli yatırım
- current item
- (Bilgisayar) geçerli öğe
- current key
- (Bilgisayar) geçerli anahtar
- current law
- yürürlükteki yasa
- current life
- güncel yaşam
- current list
- (Bilgisayar) geçerli liste
- current loop
- akım döngüsü
- current loop
- (Bilgisayar) akım ilmiği
- current lot
- (Tıp) geçerli lot
- current mode
- (Bilgisayar) geçerli mod
- current name
- (Bilgisayar) geçerli adı
- current news
- güncel haber
- current path
- (Otomotiv) akım hattı
- current pump
- akım pompası
- current risk
- (Sigorta) cari riziko
- current rows
- (Bilgisayar) geçerli satırlar
- current site
- (Bilgisayar) geçerli site
- current size
- (Bilgisayar) geçerli boyut
- current tax
- (Ticaret) dönem vergisi
- current type
- (Bilgisayar) geçerli tür
- current unit
- (Bilgisayar) kullanılan birim
- current user
- (Bilgisayar) geçerli kullanıcı
- current usn
- (Bilgisayar) geçerli usn
- current web
- (Bilgisayar) geçerli web
- current zoom
- (Bilgisayar) geçerli yakınlaştırma
- current zoom
- (Bilgisayar) geçerli ölçek
- current account
- cari hesap
- current amplification
- akım yükseltilmesi
- current amplifier
- akım amplifikatörü
- current antinode
- akım antinodu
- current attenuation
- akım zayıflaması
- current balance
- akım dengesi
- current breaker
- akım kesici
- current capital
- döner sermaye
- current circuit
- akım devresi
- current coil
- akım bobini
- current collector
- akım kollektörü
- current consumption
- akım tüketimi
- current converter
- akım konvertörü
- current date
- günün tarihi
- current density
- akım yoğunluğu
- current document
- yürürlükteki belge
- current efficiency
- akım verimi
- current electricity
- elektrik akımı
- current events
- güncel olaylar
Öğretmen güncel olaylara öğrencilerin dikkatini çekmeye çalıştı.
- The teacher tried to interest the students in current events.
- current events
- aktüalite
- current exchange rate
- cari kur
- current exchange rate
- gerçek kur
- current expenditure
- cari harcama
- current expenditure
- cari masraf
- current expenses
- günlük masraflar
- current feed
- akımla besleme
- current gain
- akım kazancı
- current generation
- akım üretimi
- current generator
- akım jeneratörü
- current income
- cari gelir
- current intensity level
- akım şiddeti düzeyi
- current liability
- cari borç
- current liability
- kısa vadeli borç
- current library
- yürürlükteki kitaplık
- current limiter
- akım sınırlayıcı
- current limiting
- akım sınırlama
- current limiting fuse
- akım sınırlama sigortası
- current limiting resistor
- akım sınırlama direnci
- current loss
- akım kaybı
- current node
- akım düğümü
- current noise
- akım gürültüsü
- current operations
- cari işlemler
- current payments
- cari ödemeler
- current potential curve
- akım gerilim eğrisi
- current price
- cari fiyat
- current ratio
- cari oran
- current regulation
- akım regülasyonu
- current regulator
- akım regülatörü
- current relay
- akım rölesi
- current saturatlon
- akım doyması
- current sensitivity
- akım duyarlığı
- current shunt
- akım şöntü
- current strength
- akım gücü
- current time
- şu anki saat
- current transformer
- akım transformatörü
- current unit
- akım birimi
- current value
- rayiç değer
- current account
- carî hesap
- current accounts multiplier
- cari hesaplar çarpanı
- current affairs programmes
- güncel olaylara ilişkin programların
- current asset cycle
- paraya devri kolay olan kıymetlerin devri
- current awareness service
- Güncel farkındalık hizmeti
- current danger
- Güncel tehlike
- current deposit
- (Finans) vadesiz mevduat
- current events
- günlük olaylar
- current input mode of the program
- Programın geçerli giriş modu
- current insurance
- cari sigorta
- current job title
- mevcut görev unvanı
- current life which one lives
- güncel yaşam hangisi yaşıyor
- current mirror
- (Elektrik, Elektronik) Akım aynası
The basic current mirror can also be implemented using transistors.
- current position analysis
- Geçerli konumunuzu analizi
- current premium
- cari prim
- current resistance
- akım direnci
- current supply
- cari arz
- current transformer
- (Enerji Üretimi) Akım trafosu
- current type
- şuanki tıp
- current value
- cari değer
- current yield
- cari getiri, cari verim, cari hâsıla
- currently
- geçerli/güncel olarak
- currently
- bu günlerde
- currently
- şu anda
Tom şu anda Boston'daki üniversiteye gidiyor.
- Tom currently goes to college in Boston.
Tom şu anda hapishanede değil.
- Tom isn't currently in prison.
- current account
- (Ticaret) cari işlemler hesabı
- current affairs
- (Politika, Siyaset) güncel gelişmeler
- current events
- gazete haberleri
- current price
- güncel fiyat
- current state
- (Bilgisayar) geçerli durum
- current unit
- (Bilgisayar) geçerli birim
- currently
- halihazırda
- currently
- şu andaki
- currently
- bugünlerde
Bugünlerde, müşteri hizmetlerinde deneyimi olan kişiler arıyoruz.
- We are currently looking for individuals who have experience in customer service.
- currently
- şu anki
- currently
- çekici
- currently
- mevcut durumda
- currently
- (Ticaret) sürekli
- currently
- halen
Tom halen Boston'tan bir mukimdir.
- Tom is currently a resident of Boston.
Tom halen üniversiteye devam ediyor.
- Tom is currently attending college.
- currently
- devamlı olarak
- currently
- şu tapta
- currentness
- geçerlilik
- current issue
- sayiye
- current state
- bu durum
- currents
- geçerli olanlar
- currents
- akımları
Pencere açmaktan kaçının; Sırtımda hava akımlarını hissetmek için büyük arzusu yok.
- Avoid opening the window; I have no great desire to feel air currents on my back.
Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.
- I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God.
- be current
- geçmek
Hepimiz geçmek istiyoruz.
- We all want to be current.
- current account
- tic. cari hesap
- current assets
- cari aktifler
- current issue
- güncel konu
- current price
- rayiç
- current price
- cari fiyat, piyasa fiyatı