currency; circulating coin; notes, bills, etc., current for coin

English - Turkish

Definition of currency; circulating coin; notes, bills, etc., current for coin in English Turkish dictionary

Related Terms

circulation

yayılma

circulation

sürüm

circulation

dolaşma

circulation

dolaşım

Sıkı bir kemer kan dolaşımını engeller. - A tight belt will interfere with circulation of the blood.

Onun her zaman elleri ve ayaklarında kan dolaşım ile ilgili problemleri vardı. - She has always had problems with the circulation in her hands and feet.

circulation

kitap verme

circulation

{i} sirkülasyon

Bu gazete geniş bir sirkülasyona sahip. - This newspaper has a wide circulation.

circulation

(Avrupa Birliği) devir;dolaşım

circulation

(isim) sirkülasyon, devir, devretme, dolaşım, deveran, dolanım, tedavül, yayma, tiraj, dağıtım, cereyan, akıntı, piyasadaki para miktarı

circulation

tiraj/dolaşım

circulation

dolaşım,tedavül

circulation

{i} tedavül

circulation

{i} (hava/sıvı için) akım; (kan/hava için) dolaşım; (motordaki sıvı için) devridaim

circulation

{i} akıntı

circulation

dağıtım miktarı

circulation

{i} cereyan

circulation

{i} deveran

circulation

piyasadaki para miktan

circulation

dolaşım cereyan

circulation

{i} devir

English - English

Definition of currency; circulating coin; notes, bills, etc., current for coin in English English dictionary

circulation

Hyphenation

currency; cir·cu·lat·ing coin; notes, bills, etc., cur·rent for coin