Şu anda bu hastalığı tedavi etmek tıbben mümkün değildir.
- At present it is medically impossible to cure this disease.
Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı.
- Doctors did everything they could to cure him.
Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.
- About a third of these diseases can be cured, but the others may be serious, or even fatal.
Doktorlar onu tedavi etmek için ellerinden gelen her şeyi yaptı.
- Doctors did everything they could to cure him.
Deneyelim ve bir çare bulalım.
- Let's try and find a cure.
Çaresi yoksa katlanmak gerekir.
- What can't be cured must be endured.
Çaresi yoksa katlanmak gerekir.
- What can't be cured must be endured.
Ölüm dışında her şey için bir çare vardır.
- There's a cure for everything, except death.
Bu ilaç onu iyileştirebilir.
- This medicine may cure him.
Bu ilaç soğuk algınlığını tedavi edecek.
- This medicine will cure your cold.
Spor onun aşağılık kompleksini tedavi etti.
- Sports cured him of his inferiority complex.
Doktor onun hastalığını tedavi etti.
- The doctor cured him of his illness.
Bu bilgi bir şifa bulmana yardımcı olabilir.
- This information may help you find a cure.
Antik Germen kabileleri hastalıkları tedavi etme girişimlerinde şifalı otlar kullanırdı.
- Ancient Germanic tribes used medicinal herbs in their attempts to cure diseases.
The appropriator was the incumbent parson, and had the cure of the souls of the parishioners.
... out there and cured the damn thing. Today we have no iron lungs, but we have something ...