cunning; artifice; craft

listen to the pronunciation of cunning; artifice; craft
English - Turkish

Definition of cunning; artifice; craft in English Turkish dictionary

art
{i} yaratıcılık
art
usül
art
sanat

Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır. - Life is not an exact science, it is an art.

Okulda güzel sanatlar okuyor. - She is studying fine art at school.

art
sanat ürünü
art
güzel sanatlar

Güzel Sanatlar Sarayı nerede? - Where is the Palace of Fine Arts?

Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti. - The fine arts flourished in Italy in the 15th century.

art
arts and crafts el işleri
art
yöntem
art
eski

Ressam eski taş duvarda en karmaşık duvar resimlerini yaptı. - The artist painted the most intricate of murals on the old stone wall.

Kabuki eski bir Japon sanatıdır. - Kabuki is an old Japanese art.

art
sihirbazlık

Sihirbazlık, batıl itikadı paraya çevirme sanatıdır. - Magic is the art of changing superstition into money.

art
{i} hüner
art
yol yordam
art
{i} şeytanlık
art
(Avrupa Birliği) sanat; zanaat
art
sanat yapıtı
art
{i} kurnazlık

Din çok bireyseldir. Neredeyse herkesin gerçekten kendi dini vardır. Dindeki bütünlük bir kurnazlıktır. - Religion is very personal. Practically everyone has really his own religion. Collectivity in religion is an artifice.

art
büyü

Büyük sanatçıların vatanı yoktur. - Great artists have no country.

Müzik ve sanat, yaşam zevkine çok büyük ölçüde katkıda bulunabilirler. - Music and art can greatly contribute to the enjoyment of life.

English - English
art
cunning; artifice; craft
Favorites