John öldüğü zaman hiç kimsenin onun için ağlamasını istemediğini söylüyor.
- John says when he dies he doesn't want anyone to cry for him.
Kimse onun için ağlamaz.
- Nobody will cry for him.
Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.
- I felt an impulse to cry out loud.
Bağırmak zorunda değilsin. Seni duyabiliyorum.
- You don't have to cry out. I can hear you.
Bağırmak zorunda değilsin. Seni duyabiliyorum.
- You don't have to cry out. I can hear you.
Yüksek sesle bağırmak için bir dürtü hissettim.
- I felt an impulse to cry out loud.
This state of affairs is crying out for an independent investigation.
Just can't function no more.