Polis kazadan bizi haberdar etti.
- The police informed us of the accident.
Gidişinden beni haberdar etti.
- She informed me of her departure.
Tom her zaman beni bilgili tuttu.
- Tom has always kept me informed.
O, bilgili bir insandır.
- He is a well informed person.
O, plandaki değişiklikler hakkında beni bilgilendirdi.
- He informed me about the changes in the plan.
Mektup onun ölümüyle ilgili onu bilgilendirdi.
- The letter informed her of his death.
after Nilus invndation, / Infinite shapes of creatures men do fynd, / Informed in the mud, on which the Sunne hath shynd.