Biz gizli bir göreve gönderiliyoruz.
- We are sent on a covert mission.
Sami'nin gizli bir kötü mizacı vardı.
- Sami had a covert evil nature.
Gezisine gizlice devam etmek zorunda kaldı.
- He had to continue his trip in secret.
Tom ve Mary gizlice evlendi.
- Tom and Mary got married in secret.
Sami ve Leyla gizli olarak buluşmaya başladılar.
- Sami and Layla started meeting in secret.