Sami'nin gizli bir kötü mizacı vardı.
- Sami had a covert evil nature.
Biz gizli bir göreve gönderiliyoruz.
- We are sent on a covert mission.
Yabancılar gizlice Dünya'nın ilerlemesini kontrol etti.
- Aliens controlled Earth's progress in secret.
Gezisine gizlice devam etmek zorunda kaldı.
- He had to continue his trip in secret.
Sami ve Leyla gizli olarak buluşmaya başladılar.
- Sami and Layla started meeting in secret.