Ok onun zırhını deldi.
- The arrow pierced his armor.
Ben yolculuk ederken zırh giymiyorum.
- When I travel, I don't wear armor.
Zırhlı kamyon, parayı bankaya para teslim etti.
- The armored truck delivered the money to the bank.
Tom parlak zırhlı bir şövalye gibi beni kurtarmaya geldi.
- Tom came to my rescue, like a knight in shining armor.