cous

listen to the pronunciation of cous
English - Turkish
Kuskus
cousin
kuzen

O, benim kuzenimle nişanlandı. - He got engaged to my cousin.

Tom ve kuzeni birlikte işe gitti. - Tom and his cousin went into business together.

cousin
dayı oğlu
cousin
{i} dayı oğlu/kızı; teyze oğlu/kızı; amca oğlu/kızı; hala oğlu/kızı; kuzen; kuzin
cousin
{i} teyze çocuğu
cousin
{i} kuzin
English - English
cousin

Hey cous, how's it going?.