English - Turkish
Definition of course or direction along which anything is driven; setting in English Turkish dictionary
- drift
- {i} sapma
- drift
- {i} akıntı
Tekne akıntıyla sürüklendi.
-The boat drifted down the stream.
- drift
- sürükleyiş
- drift
- (Askeri) taşınım
- drift
- tıkanmak
- drift
- çivi zımbası
- drift
- (Otomotiv) savrulma
- drift
- şaşırmak
- drift
- yöneliş
- drift
- {f} sürüklen
Gemi dalgaların elinde sürükleniyordu.
-The ship was drifting at the mercy of the waves.
Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.
-The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.
- drift
- genel anlam
- drift
- (Spor) Viraja, arkadan kayma açısının öne göre daha fazla olması ve sürücünün virajın acısına göre aracını ayarlaması sonucu oluşan, viraj içersinde ilerleyerek, gerektiğinde direksiyona ters kontralar vererek (örn. viraj sola ilerliyor ise direksiyonu sağa çevirerek) otomobil sürme tekniğidir
- drift
- {i} göç
- drift
- moren
- drift
- {i} gidişat
- drift
- {f} yığılmak
- drift
- {f} kendini koyvermek
- drift
- {i} sürükleniş
- drift
- sürükleniş uzaklığı
- drift
- {f} hayatın akışına bırakmak
Related Terms
English - English
Definition of course or direction along which anything is driven; setting in English English dictionary
- drift
course or direction along which anything is driven; setting
Hyphenation
course or di·rec·tion a·long which a·ny·thing I·s driven; set·tingPronunciation
Resimler
History
Favorites