courage; determination

English - Turkish

Definition of courage; determination in English Turkish dictionary

Related Terms

guts

{i} k.dili. cesaret, yürek: He's got guts. Bayağı cesur o

guts

bağırsak

guts

göt

guts

büzük

guts

öz

guts

kararlılık

guts

içerik

guts

azim

guts

cesaret

Tom'un Mary'den borç para istemeye cesareti var. - Tom has a lot of guts asking Mary for a loan.

Planıma hayır diyecek cesareti yok. - He doesn't have the guts to say no to my plan.

guts

gutsy argo cesur

guts

güç/cesaret/bağırsaklar

guts

{i} iç

Artık hiç kimsenin onu yapmak için cesareti var gibi görünmüyor. - No one seems to have the guts to do that anymore.

İnsanlar genellikle içlerini barmenlerinine dökerler . - People often spill their guts to bartenders.

guts

{i} bağırsaklar

guts

{i} çoğ. bağırsaklar

guts

sakınmasız

guts

(isim) bağırsaklar, sindirim sistemi, iç, öz, cesaret, enerji, kişilik gücü

guts

{i} sindirim sistemi

English - English

Definition of courage; determination in English English dictionary

guts

Hyphenation

courage; de·ter·mi·na·tion