Tom onlara bir hikaye anlatarak bir grup çocuğun önünde oturuyordu.
- Tom was sitting in front of a group of children, telling them a story.
Neden bize seninle kimin gittiğini anlatarak başlamıyorsun?
- Why don't you start by telling us who went with you?
Tekrar tekrar aynı hikayeyi anlatmaya devam etti.
- He kept on telling the same story over and over.
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
- There is no telling what will happen next.
Onu dolaylı olarak anlatıyorsun, değil mi?
- You are telling it second hand, aren't you?
Daha sonra ne olacağını anlatmak yok.
- There is no telling what will happen next.
Benim bu konuda ona canım bir şey söylemek istemiyor.
- I don't feel like telling her about it.
Ne zaman hastalanacağımızı söylemek imkansız.
- There is no telling when we will fall ill.