Onların işi başkana tavsiyede bulunmak.
- Their job is to advise the president.
Erkek kardeşim bana sigara içmeyi bırakmamı tavsiye etti.
- My brother advised me to stop smoking.
Tavsiye ettiğiniz gibi yapacağım.
- I'll do as you advise.
Aşağıdaki fiyat indirimleri ile ilgili sana nasihat etmek istiyoruz.
- We wish to advise you of the following price reductions.