Dün gece Tom'un bodrum katında bir bebek karyolasında yattım.
- I slept on a cot in Tom's basement last night.
Kulübede yaşayan adam kör.
- The man living in the cottage is blind.
Son zamanlarda onun yaşadığı kulübe ile karşılaştırılırsa o ev küçük görünüyordu.
- It seemed that that house was small if it was compared with the cottage which he lived in even recently.
Tom arka odadaki portatif karyolada uyuyor.
- Tom is asleep on the cot in the back room.
Uzakta bir kulübe gördük.
- I saw a cottage in the distance.
Kulübede yaşayan adam kör.
- The man living in the cottage is blind.
Köprünün ötesinde bir kır evi var.
- There is a cottage beyond the bridge.
Kır evinin arkasında güzel bir ağacın altında bir masa kurdum.
- I've set out a table under a beautiful tree behind the cottage.
Sayfiye evi bana onunla birlikte geçirdiğim mutlu günleri hatırlattı.
- The cottage reminded me of the happy times I had spent with her.
Onun deniz kenarında bir sayfiye evi var
- She has a cottage by the sea.