Toptan satış tabakaları ile karakterize edilen Japon dağıtım sistemi karmaşık ve masraflıdır.
- The Japanese distribution system, characterized by layers of wholesale, is complex and costly.
Masraf binlerce doları bulacak.
- The cost will run into thousands of dollars.
Uçak bileti ücretinin tutarı tren bileti ücretinden daha yüksek.
- The cost of the air fare is higher than of the rail fare.
İçeri girmenin ücreti ne kadar?
- How much does it cost to get in?
Sağlıklı yemek daha pahalı mıdır?
- Is eating healthy more costly?
O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı.
- He was determined to finish the work at any cost.
Zarar bize çok paraya mal olacak.
- The damage will cost us a lot of money.
Sıfırken 3.000.000 yen fiyatı olan arabalar, şimdi 300.000 ediyor; bu durumda sanırım benimkini biraz daha kullanacağım.
- Cars that, when new, cost 3,000,000 yen are apparently now worth 300,000, so I think I'll use mine a little longer.
Bu siyah pantolonların ve bu kırmızı gömleklerin fiyatı ne kadar?
- How much do these black pants and red shirts cost?
Yeni bir tablet bir servete mal olmaktadır.
- The new tablet costs a fortune.
O, üç dolara mal olmaktadır.
- It costs three dollars.
Ne kadar tuttuğunu bilmek isterim.
- I would like to know how much it costs.
Bir bira ne kadar tutar?
- How much does a beer cost?
Köprü yapmak, maliyetin dışında, uzun sürecektir.
- Apart from the cost, it will take long to build the bridge.
Bir gömlek yapmak kaça mal olur?
- How much does it cost to make a T-shirt?
On kağıt tabağın maliyeti bir dolar eder.
- Ten paper plates cost one dollar.
Bu kazak elli dolardan daha fazla eder.
- This sweater costs more than fifty dollars.
Maliyeti ne kadar olursa olsun, milyoner sanat eserini alma konusunda ısrar etti.
- The millionaire insisted on acquiring the masterpiece no matter how much it cost.
Resmin maliyeti çok yüksek.
- The cost of the painting is very high.
Organik gıda yemek maliyetine değer mi?
- Is eating organic food worth what it costs?
O palto çok paraya malolmuş olabilir ama o ona değer.
- That coat may have cost a lot of money, but it's worth it.
Onu tamir etmek yaklaşık 2000 yene mal olacak.
- It will cost about 2000 yen to repair it.
Arabayı tamir etmek çok paraya maloldu.
- It cost a lot of money to repair the car.