English - Turkish
Definition of corruption; cause of corruption in English Turkish dictionary
- spoil
- {f} berbat etmek
Senin için sonunu berbat etmek istemiyorum.
-I don't want to spoil the ending for you.
Sonu berbat etmek, insanlığa karşı iğrenç bir suçtur.
-Spoiling an ending is a heinous crime against humanity.
- spoil
- şımartmak
Çocuklara yüz verip şımartmaktan vazgeçmeni istiyorum.
-I want you to stop spoiling the kids.
- spoil
- a spoiled child şımarık
- spoil
- {f} (birini) şımartmak
- spoil
- içine etmek
- spoil
- yemek çürümek
- spoil
- (Askeri) atık
- spoil
- katletmek
- spoil
- yazık etmek
- spoil
- ganimet
- spoil
- mahvetmek
- spoil
- {f} çürümek
- spoil
- {f} dozunu kaçırmak
- spoil
- istemek
- spoil
- pasa
- spoil
- spoil a joke şakanın tadını kaçırmak
- spoil
- çocuk
Ben şımarık çocukları sevmem.
-I don't like spoiled children.
Çocuklara yüz verip şımartma.
-Don't spoil the children.
- spoil
- {f} kaçırmak
- spoil
- {i} avanta
- spoil
- {i} çalıntı mal
Related Terms
English - English
Definition of corruption; cause of corruption in English English dictionary
- spoil
corruption; cause of corruption
Hyphenation
corruption; cause of cor·rup·tionPronunciation
Resimler
Favorites