Definition of correction in English Turkish dictionary
- düzeltme
Düzeltme için teşekkürler.
- Thanks for the correction.
Ben bu cümleye bir düzeltme öneriyorum.
- I suggest a correction to this sentence.
- ceza
- cezalandırma
- (Askeri) DÜZELTME: Bilgideki bir hatanın duyurulmuş olduğunu ve düzeltilmiş bilginin bunu takip edeceğini belirtmek üzere kullanılan bir muhabere ön kelimesi
- {i} tashih
- cezalandırma/düzeltme
- {i} doğrulama
- düzelti
- correct
- düzeltmek
Shishir son zamanlarda bir sürü cümle düzeltmektedir.
- Shishir has been correcting a lot of sentences lately.
Öyleyse, birisinin hatasını düzeltmekte geç kalmak diye bir şey yoktur.
- Well, there's no such thing as being too late to correct one's faults.
- correct
- {s} doğru
Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
- Don't change sentences that are correct. You can, instead, submit natural-sounding alternative translations.
Benim cevabım doğru mu?
- Is my answer correct?
- correction of age
- (Kanun) yaş tashihi
- correction fluid
- Daksil
- correction officer
- Ceza evlerinde düzeni, tutukluların yasalara uygun biçimde davranmalarını sağlamakla görevli kimse, gardiyan
- correction official
- Ceza evlerinde düzeni, tutukluların yasalara uygun biçimde davranmalarını sağlamakla görevli kimse, gardiyan
- correction, reformation
- düzeltme, reformasyon
- correction coefficient
- tashih katsayısı
- correction declaration
- düzeltme beyannamesi
- correction for guessing
- (Dilbilim) kestirim düzeltmesi
- correction for nonrigidity
- (Askeri) ihtimali değişme düzeltmesi
- correction for nonrioidity
- (Askeri) İHTİMALİ DEĞİŞME DÜZELTMESİ: Mermi yolunun değişmezliğini tahminde yapılmış hatayı gidermek için bir düzeltme
- correction house
- (Kanun) ıslah evi
- correction of decision
- karar düzeltmesi
- correction of decision
- (Kanun) karar düzeltilmesi
- correction of decision
- (Kanun) kararın düzeltilmesi
- correction period
- düzeltme süreci
- correction range
- duzeltme erimi
- correction signal
- duzeltme sinyali
- correction value
- (Ticaret) düzeltme değeri
- correction voucher
- (Ticaret) düzeltim formu
- colour correction
- renk düzeltme
- course correction
- rota düzeltmesi
- correct
- {f} haddini bildirmek
- correct
- {s} uygun
Tatoeba külliyatındaki tüm cümleleri, dil eğitimi için doğru ve uygun saymak tehlikelidir.
- It's dangerous to assume that all of the sentences in the Tatoeba Corpus are correct and suitable for language study.
- correct
- hatasız
Evet, tabii, hatasızsın.
- Yes, of course, you're correct.
Tom kesinlikle hatasızdı.
- Tom was absolutely correct.
- correct
- harbi
- correct
- {f} doğrulamak
- correct
- {s} kusursuz
O kesinlikle kusursuzdur.
- She's correct for sure.
Ne Tom ne de Mary kusursuz.
- Neither Tom nor Mary is correct.
- correct
- {f} cezalandırmak
- correct
- {f} düzelt
Shishir son zamanlarda bir sürü cümle düzeltmektedir.
- Shishir has been correcting a lot of sentences lately.
Eğer bir yanlış görürsen sonra lütfen düzelt.
- If you see a mistake, then please correct it.
- correct
- {s} tam
Lütfen bana tam saati söyle.
- Please tell me the correct time.
Bu saat tamamen doğrudur.
- This watch keeps correct time.
- adjustment correction
- (Askeri) tanzim düzeltmesi
- correct
- uygunluk
- correct
- dürüst
- correct
- doğruluk
Politik doğrulukları savunmaya korkmayan güçlü liderlere ihtiyacımız var.
- We need strong leaders who are not afraid to stand up to political correctness.
Biz politik doğruluktan korkmuyoruz.
- We're not afraid of political correctness.
- correct
- yanlışı doğruya çevirmek
- correct
- sağın
- correct
- tamam
Alıştırmaları düzeltmeyi tamamladı.
- She has finished correcting the exercises.
Sen tamamen hatasızsın.
- You are entirely correct.
- correct
- iyileştirmek
- correct
- doğrultmak
- correct
- (Dilbilim) doğrudoğru
- correct
- rast
- correct
- dosdoğru
- defect correction
- kusur düzeltme
- prediction correction method
- (Bilgisayar,Teknik) öngörme düzeltme yöntemi
- automatic error correction
- otomatik hata düzeltme
- barometer correction
- barometre düzeltmesi
- capillary correction
- kılcal düzeltme
- correct
- yanlışsız
- deflection correction
- yan düzeltmesi
- error correction
- hata düzeltme
- house of correction
- ıslahevi
- house of correction
- ıslah evi
- address correction requested
- adres düzeltme talep
- altitude correction
- rakım düzeltme
- auto-correction
- otomatik düzeltme
- barrel-correction
- (Fotoğrafçılık) (Görüntü işlemede) Bombe şekli düzeltme
- corrections
- düzeltmeleri
- gamma correction
- gama düzeltmesi
- make correction
- düzeltme yapmak
- temperature correction
- sıcaklık düzeltmesi
- acoustic correction
- (Askeri) SES DÜZELTMESİ: Bir dinleme aletinden kaydedilen bilgilerde, hava durumu ve sesin kaynaktan dinleme aletine gelinceye kadar geçen süre için yapılan düzeltme
- adjustment correction
- (Askeri) TANZİM DÜZELTMESİ: Bak. "arbitrary correction"
- aircraft speed correction factor
- (Askeri) hava aracı hız düzeltme faktörü
- aspect ratio correction
- Görünüm Oranı Düzeltmesi
- ballistic correction
- (Askeri) BALİSTİK DÜZELTMESİ: Merminin uçuşuna tesir eden şartlar dikkate alınarak, atış esaslarında yapılacak düzeltme. Bu düzeltmede; rüzgar, sıcaklık vesaire gibi faktörler dikkate alınır; atışın gözetlenmesine dayanan düzeltmeler buna dahil değildir
- bearing correction
- kerteriz duzeltme
- behavior correction
- davranış düzeltme
- bouguer correction
- bouger (boger) düzeltmesi/indirgemesi
- bracketing correction
- (Askeri) ÇATAL DÜZELTMESİ: Hedefe nazaran kısa ve uzun düşen atımların sayılarını eşit kılmak üzere bir veya birden çok topla yapılan tanzim düzeltmesi
- calibration correction
- (Askeri) ESAS KADEME DÜZELTMESİ: Bak. "calibration"
- calibration correction
- (Askeri) esas kademe düzeltmesi
- cell correction factor
- (Nükleer Bilimler) hücre düzeltme çarpanı
- correct
- {f} düzeltmek, doğrultmak, tashih etmek, ıslah etmek
- correct
- düzeltme
Test kağıtlarını düzeltmekle meşgul.
- He is busy correcting test papers.
O, birkaç düzeltme yaptı.
- He made several corrections.
- correct
- ihtar
- correct
- {s} doğru, yerinde
- correct
- tashih etmek ıslah etmek
- correct
- cezalandırma
- correct
- kurala uygun
- correct
- correction fluid korektör house of correc
- correct
- nasihat
- correct
- ayar etme
- correct
- giderme
- correct
- düzeltmek doğrultmak
- correct
- ıslah
- correctional
- {s} ıslah
- correctional
- {s} düzeltici
- corrections
- disiplin yolları
- dancoff correction
- (Nükleer Bilimler) dancoff düzeltmesi
- deflection correction
- (Askeri) YAN DÜZELTMESİ: Bir atış planı üzerinde ölçülen yan kıymete, atış hattının hedeften geçmesi için tatbik edilmesi gereken düzeltme
- elasticity correction
- (Askeri) ISI DÜZELTMESİ, SÜKUNET DÜZELTMESİ: Normal atış esaslarında, ısı değişikliklerinin mesafe üzerindeki tesirini gidermek için yapılan düzeltmeler
- fatigue correction factor
- (Askeri) perakende hizmet düzeltme faktörü
- feedback correction
- (Otomotiv) geri besleme düzeltmesi
- fighter wing; weather correction factor
- (Askeri) av filosu/muharip filo; hava durumu düzeltme faktörü
- forward error correction
- (Askeri) ileri hata düzeltme
- free-air correction
- serbest-hava düzeltmesi (bir p noktasında gözlenen gravite değerinden serbest-hava gravite düzeltmesi ve eş-potansiyel elipsoidi üzerindeki normal gravite değerinin çıkartılması ile elde edilen miktar)
- gravity correction
- (Meteoroloji) yerçekimi düzeltmesi
- gun displacement correction deflection
- (Askeri) YANCA KADEMELENME DÜZELTMESİ: Kademelenmeden dolayı yanca yapılan düzeltme
- gun displacement correction range
- (Askeri) MESAFE KADEMELENME DÜZELTMESİ: Kademelenmeden dolayı mesafece yapılan düzeltme
- horizontal parallax correction
- (Askeri) YATAY TOPLAMA AÇI DÜZELTMESİ: Bak. "angle of convergence"
- metro correction
- (Askeri) METEOROLOJİ RAPORU DÜZELTMESİ: Merminin uçuşuna tesir eden rüzgar, hava basıncı vesaire gibi şeyleri hesaba katmak için atış esnasında yapılan düzeltme
- metro correction
- (Askeri) meteoroloji raporu düzeltmesi
- parallax correction
- (Askeri) MEVKİ FARKI DÜZELTMESİ: Bir hedefin; toptan ölçülen mevki ile gözetleyici mevziinden ölçülen mevkii arasındaki fark için hesaplanmış düzeltme
- position correction
- (Askeri) MEVZİ DÜZELTMESİ: Bir bataryadaki münferit toplar arasında mevcut yer ve rakım farkını gidermek üzere, atış esaslarında uygulanan düzeltme
- position correction grid
- (Askeri) MEVZİ DÜZELTME LEVHASI: Arzu edilen demet şeklini elde etmek üzere, batarya dahilindeki münferit mesafe ve yan düzeltmelerini tespite yarayan cihaz. Bak. "plotting board M10"
- prediction correction method
- ongorme duzeltme yontemi
- q correction
- (Askeri) Q DÜZELTMESİ: Enlemler alınırken, yüzey gök kutbuna nazaran yer değişikliğini karşılamak üzere, kutup yıldızı irtifa gözlemlerine uygulanan düzeltme
- quenching correction curue
- (Denizbilim) sönü düzeltim eğrisi
- quenching correction curve
- (Biyokimya) sönü düzeltim eğrisi
- range correction
- (Askeri) MESAFE DÜZELTMESİ: Hava şartları cephane ve diğer anormal sebeplerden ileri gelen mesafe sapmalarını dikkate olmak üzere atış esaslarında yapılması gerekli değişiklikler
- range correction board
- (Askeri) MESAFE DÜZELTME LEVHASI: Bir topa uygulanacak düzeltme miktarlarını mekanik olarak hesaplamaya yarayan alet. Bu aletle elde edilen düzeltme, hava ve cephane değişiklikleri gibi bütün anormal şartları dikkate alır ve (ballistic correction) olarak bilinir
- time correction
- (Askeri) TAPA DÜZELTMESİ, TAPA SANİYESİ DÜZELTMESİ: Belirli bir yatay mesafe için tanzimle elde edilmiş sıfır paralanma yüksekliği tapa saniyesi ile, aynı mesafe için atış cetvelinde gösterilen tapa saniyesi arasındaki fark
- trial shot correction
- (Askeri) kontrol atımı düzeltmesi
- trial shot correction
- (Askeri) DENEME ATIMI DÜZELTMESİ, KONTROL ATIMI DÜZELTMESİ: Deneme atışı sonucu elde edilen ve tesir atışına hazırlanmada kullanılan tanzim düzeltmesi
- trial shot correction
- (Askeri) deneme atımı düzeltmesi
- vacuum correction
- (Meteoroloji) boşluk düzeltmesi
- weathering correction
- ayrışma düzeltmesi
- wind correction
- (Askeri) RÜZGAR DÜZELTMESİ: Rüzgar tesirini gidermek için yapılması icap eden herhangi bir ayar, özellikle uçuş halinde bulunan bir mermi, ses ölçme aletleri tarafından alınan bir ses ve hesabi seyrüsefer ile uçuş yapan bir uçak üzerindeki rüzgar tesirlerinin düzeltilmesi