Sami hayatını milyon dolarlık anlaşmaları kontrol ederek geçirdi.
- Sami spent her life controlling million-dollar deals.
Öfkemi kontrol etmekte zorlanıyorum.
- I have trouble controlling my anger.
Önümüzdeki 4 ila 6 hafta, büyük Ebola salgınını kontrol etmekte çok önemlidir.
- The next four to six weeks are crucial in controlling the massive Ebola outbreak.
Pilot, uçağı kontrol ederken zorluk yaşadı.
- The pilot was having trouble controlling the aircraft.
Başımı kaybetmemek için kendimi kontrol ediyorum.
- I'm controlling myself not to lose my head.
Duygularımı kontrol etmek benim görevim değil.
- Controlling my emotions is not my forte.
Öfkenizi kontrol etmekte bir sorununuzun olduğunu söylemek adil olur mu?
- Would it be fair to say you have a problem controlling your anger?
Öfkeyi kontrol etmek zordur.
- Anger is hard to control.
Tarifeleri blok olarak kontrol etmenin ülke ülke kontrol etmekten daha uygun olduğunu vurgulamak istiyorum.
- I would like to stress that it is more convenient to control tariffs as a bloc rather than country by country.
Hiç kimse bizi kontrol edemez.
- Nobody can control us.
Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.
- Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.
İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
- The government of the Inca Empire controlled everything.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Hayatta bazı şeyler kontrol etme yeteneğimizin ötesindedir.
- Some things in life are beyond our ability to control.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
- You must control yourself.
Gerçekten denetimde misin?
- Are you really in control?
Tom, Xbox One denetimcisini DualShock 4'ün üstünde tercih ediyor.
- Tom prefers the Xbox One controller over the DualShock 4.
Kaderi idare etmek isteyen asla barış bulamaz.
- He who seeks to control fate shall never find peace.
Tom öfkesini kontrol etmekte güçlük çekiyor.
- Tom has difficulty controlling his anger.
Franko'nun güçleri İspanya'da kontrolü ele geçirdi.
- Franco's forces took control in Spain.
His mother is very controlling.
With a simple remote, he could control the toy truck.
I couldn't control my anger.
- I could not control my anger.
She cannot control her children.
- She can't control her children.
... the accelerometer data over USB to the ADK which is then controlling the tilt of the ...
... and controlling these lights. Okay, okay, you get the idea with that. ...