Onun küçük bir çerçevesi vardır.
- He has a small frame.
Bunlar hoş çerçeveli iki resimdir.
- These are two pictures with a nice frame.
Onun dev gibi yapısı tarafından cüceleştim.
- I was dwarfed by his gigantic frame.
Bütün iskelet demirden yapıldı.
- The whole framework was made of iron.