continuing to exist

listen to the pronunciation of continuing to exist
English - Turkish

Definition of continuing to exist in English Turkish dictionary

survival
{i} hayatta kalma

Bütün hayatta kalma umudundan vazgeçtim. - I gave up all hope of survival.

Yiyecek hayatta kalmak için gereklidir. - Food is essential for survival.

survival
başkasının ölümünden sonra hayatta kalma
survival
(Askeri) hayatta kalabilme
survival
artakalan şey
survival
(Dilbilim) yaşayakalma
survival
yaşama

Başını yere eğmenin ve güvenle yaşamanın bir hayatta kalma içgüdüsü olup olmadığını merak ediyorum. - I wonder if keeping your head down and living safely is a survival instinct.

Caribou ultraviyole ışığı görebilir. Bu yetenek sert Arktik ortamda yaşamaları için hayati önem taşımaktadır. - Caribou can see ultraviolet light. This ability is crucial to their survival in a harsh Arctic environment.

survival
yaşamı sürdürme
survival
eskiden beri süregelen şey
survival
eskiden kalma şey
survival
mecburi iniş veya uçak kazasından sonra gerekl
survival
(isim) hayatta kalma, sağ kalma, kalma, daha uzun yaşama, hatıra, yadigâr
survival
{i} sağ kalma
survival
{i} kalma

Yiyecek hayatta kalmak için gereklidir. - Food is essential for survival.

Adaptasyon hayatta kalmak için anahtardır. - Adaptation is the key to survival.

survival
diğerlerinden fazla yaşama
survival
(Askeri) HAYATTA KALABİLME, HAYATI: İDAME: Bir esir kampında veya düşman arazisi içinde, hayatta kalıp geri dönme imkanını kazanma mücadelesi
survival
modası geçmiş bir inanç veya geleneğin baki kalması
survival
{i} hayatta kalma: They're fighting for their survival. Yok olmamak için savaşım veriyorlar
survival
beka
survival
{i} yadigâr
English - English
survival
continuing to exist

    Hyphenation

    con·ti·nu·ing to ex·ist

    Turkish pronunciation

    kıntînyuîng tı îgzîst

    Pronunciation

    /kənˈtənyo͞oəɴɢ tə əgˈzəst/ /kənˈtɪnjuːɪŋ tə ɪɡˈzɪst/
Favorites