O şimdi doktorla konsültasyon yapıyor.
- She's in consultation with the doctor right now.
Belçikalı konsolosu bizi ülkesinin büyükelçiliğine yakın bir restoranda çaya davet etti.
- The Belgian consul invited us to tea in a restaurant close to his country's embassy.
Lütfen konsolosun hakkında bir şey söyleme.
- Do not say anything, please, about your consul.