Ben bunu hep yaparım.
- I do it all the time.
Tom ve ben hep kavga ederiz.
- Tom and I fight all the time.
O her zaman orada kaldı.
- He stayed there all the time.
O, her zaman sessizdi.
- He was silent all the time.
Sürekli burnumu temizlemek zorundayım.
- I have to blow my nose all the time.
Tom sürekli TV izler.
- Tom watches TV all the time.