constantly, continually

listen to the pronunciation of constantly, continually
English - Turkish
sürekli, sürekli
all the time
hep

Ben bunu hep yaparım. - I do it all the time.

Tom ve ben hep kavga ederiz. - Tom and I fight all the time.

all the time
her zaman

O her zaman orada kaldı. - He stayed there all the time.

O, her zaman sessizdi. - He was silent all the time.

all the time
ıf.sürece: prep.her zaman
all the time
boyuna
all the time
sürekli

Sürekli burnumu temizlemek zorundayım. - I have to blow my nose all the time.

Tom sürekli TV izler. - Tom watches TV all the time.

all the time
her zaman, daima, hep
English - English
all the time
constantly, continually
Favorites