Yakın zamanda yapılan araştırmalara göre, Japonya'daki yaşam beklentisi sürekli olarak artıyor.
- As recent research shows, the life expectancy in Japan is consistently increasing.
Suç oranları son birkaç on yılda sürekli olarak düşüyor.
- Crime rates have been consistently decreasing over the past few decades.
Suç oranları son birkaç on yılda sürekli olarak düşüyor.
- Crime rates have been consistently decreasing over the past few decades.
Fakirlere sürekli yardım etmeye gayret etti.
- He has consistently endeavored to help the poor.
Lojban'ın geliştirilmesinde, dili ilk aşamasından beri tarafsız tutmak için çabalar tutarlı olarak yapılmıştır.
- In the development of Lojban, efforts were consistently made since the initial phase to keep the language culturally neutral.