consigned to evil or destruction; cursed; doomed

listen to the pronunciation of consigned to evil or destruction; cursed; doomed
English - Turkish

Definition of consigned to evil or destruction; cursed; doomed in English Turkish dictionary

devoted
{s} özverili

Tom ve Mary çok özverili ebeveynlerdir. - Tom and Mary are very devoted parents.

Facebook sayesinde, sinsice izlemek artık birkaç özverili hayranın kalesi değildir ama yoğun ev kadını için bile oldukça uygun bir yüksek otomasyonlu görevdir. - Thanks to Facebook, stalking is no longer the bastion of a few devoted enthusiasts, but a highly automated task convenient enough even for the busy housewife.

devoted
{s} üzerine titreyen
devoted
{s} -e düşkün; -i seven
devoted
adanmış

Leyla babasına adanmıştı. - Layla was devoted to her father.

devoted
bağlı

Tom ve Mary ikisi de ebeveynlerine çok bağlılar. - Tom and Mary are both very devoted parents.

O üç çocuğuna içten bağlıdır. - She is devoted to her three children.

devoted
{f} ada

Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar. - Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.

O, gönüllü faaliyetine kendini adamış. - She devoted herself to the volunteer activity.

devoted
gönülden bağlı
devoted
devotedly fedakârcasına
devoted
düşkün
devoted
{s} -e sadık, -e içten bağlı
devoted
{s} sadık

Biz evlendiğimizden beri o sadık bir aile babası oldu. - Since we got married, he's become a devoted family man.

Leyla'ya göre Fadıl sadık bir koca. - To Layla, Fadil is a devoted husband.

devoted
devote ada
devoted
sadakatle
devoted
merbut
devoted
{s} fedakâr

Tom ve Mary fedakâr ebeveynlerdir. - Tom and Mary are devoted parents.

Fadıl ve Leyla'nın ikisi de çok fedakar anne babalardı. - Fadil and Layla were both very devoted parents.

devoted
{s} (to)
English - English
devoted
consigned to evil or destruction; cursed; doomed
Favorites