Sanık hakim ile romantik biçimde bağlıydı.
- The accused was romantically linked with the judge.
Sanık yargıç ile romantik olarak bağlıydı.
- The defendant was romantically linked with the judge.
Tom bloğundan benim siteme bağlandı.
- Tom linked to my website from his blog.
Kalplerimiz bağlantılıydı.
- Our hearts are linked.
Bu siyasetçi bir yolsuzluk skandalıyla bağlantılı olduktan sonra istifa etti.
- This politician resigned after being linked to a corruption scandal.
Olaylar yakından bağlantılı idi.
- The events were closely linked.
Bu cümleler doğrudan doğruya bağlantılı değildir.
- These sentences are not directly linked.