Sandığımdan daha az zaman var.
- There is less time than I thought.
Yükseklerden eskisinden daha az korkuyorum.
- I am less afraid of heights than I was.
Onun daha az şeyi kabulleneceğinden emin değildim.
- I wasn't sure that he would settle for anything less.
Şimdi hakkında endişelenecek daha az şeyimiz var.
- Now we have one less thing to worry about.
Bir haftadan daha az bir sürede, teslim oldular.
- In less than one week, they surrendered.
Tom beş dakikadan daha az bir sürede üç elma yedi.
- Tom ate the three apples in less than five minutes.