Sürüş sırasında elde tutulan bir cep telefonu ile konuşmanın büyük cezaları vardır.
- There are big fines for talking on a hand-held mobile phone while driving.
Kamp gezisi sırasında, Tom dizanteri oldu.
- While on the camping trip, Tom got dysentery.
Diğerlerinki bir kılıç iken, bir gladyatörün seçtiği silah topuzdur.
- One gladiator's weapon of choice is the mace, while the other's is a sword.
Tom Boston'da iken cüzdanını çaldırdı.
- Tom had his wallet stolen while he was in Boston.
İngilizce sevmesine rağmen, o, matematikte zayıftır.
- While he likes English, he is weak in mathematics.
Lütfen sürüş esnasında sürücüyle konuşmayın.
- Please do not talk to the driver while he's driving.
Bu paketleri kısa bir süreliğine bırakmak istiyorum.
- I want to leave these packages for a while.
Yaşam olduğu sürece umut da olacaktır.
- While there is life, there is hope.
Neden yaptığımı bitirinceye kadar burada beklemiyorsun?
- Why don't you wait here while I finish what I'm doing?
Mağaza açılıncaya kadar bir süre beklemekten başka seçeneğimiz yoktu.
- We had no choice but to wait for a while until the store opened.
Ayakkabılarımı bağlarken bunu tut.
- Hold this while I tie my shoes.
Araba sürerken emniyet kemerini bağla.
- Fasten your seat belt while driving.
Bazen yeni şeyleri denemek iyidir.
- It's good to try new things once in a while.
Hava çok sıkıntılı;sanırım kısa süre içinde gök gürleyecek.
- It's so muggy; I think it will thunder in a short while.
Tom kısa sürede ziyaret edecek.
- Tom is coming over in a little while.