conj. at the hour of; as; whereas

listen to the pronunciation of conj. at the hour of; as; whereas
English - Turkish

Definition of conj. at the hour of; as; whereas in English Turkish dictionary

when
ne zaman

Hata baştan sağda mı yoksa sonradan mı meydana geldi? - Ne zaman? - Did the error occur right from the start or later on? - When?

Genellikle ne zaman yatarsın? - When do you usually go to bed?

when
dığı zaman
when
iken

Bir zamanlar bir öğrenci iken onunla tanıştım. - I once met him when I was a student.

O beş yaşında iken o şiiri ezberleyebildi. - He was able to memorize that poem when he was five years old.

when
gerektiğinde

Tom ne zaman orada olması gerektiğinden emin değildi. - Tom wasn't sure when he was supposed to be there.

Gitmen gerektiğinde bana söyleyeceksin, değil mi? - You'll tell me when you need to leave, won't you?

when
-ınca
when
-diği (gün)
when
(olması gerektiği) halde
when
-diğinde
when
-dığı zaman
when
-diği zaman
when
geldiğinde

O geldiğinde başlayacağız. - We will start when he comes.

O geldiğinde mektubu yazmıştım. - I had written the letter when he came.

when
when he comes geleceği zaman
when
vakit

Facebook'ta en son ne zaman vakit geçirdin? - When was the last time you spent time on Facebook?

Ben bir çocukken burada çok vakit harcadım. - I spent a lot of time here when I was a kid.

when
göz önüne alarak
when
{i} ne zamandan kalma
when
When shall I come? Ne zaman geleyim? Come when you please
when
-diğinde; -diği zaman; -ince; -diği (gün, saat v.b.): You have to get up when
when
ta ki
when
zaman

Ne zaman geri döneceksin? - When will you return?

Keşke dışarı çıktığın zaman kapıyı kapatsan. - I wish you would shut the door when you go out.

when
halde

Bir an önce onu kullanmak istediğimi bildiğin halde niçin tavuğu böyle alması zor bir yere koydun? - Why did you put the chicken in such a difficult place to get when you knew that I wanted to use it right away?

English - English
when
conj. at the hour of; as; whereas
Favorites