English - Turkish
Definition of confine to a small space, such as a cabin in English Turkish dictionary
- cabin
- {i} kabin
O, on yıldan daha fazla süredir tek başına bir kabinde yaşamaktadır.
-He has been living in the cabin by himself for more than ten years.
Bir kabine oluşturmak zordur.
-Forming a cabinet is difficult.
- cabin
- kamara
Tom bir şelaleye yakın bir kamarada yaşıyor.
-Tom lives alone in a small cabin near a waterfall.
Kamaramdan güverteye gittim.
-I went on deck from my cabin.
- cabin
- tahta kulübe
- cabin
- pilot kabini
- cabin
- {i} uçakta öndeki özel bölüm
- cabin
- tahdit etmek
- cabin
- {i} kulübe
Naoki fakirdi ve bir kulübede yaşardı.
-Naoki was poor and lived in a cabin.
Tom ormanda küçük bir kulübede tek başına yaşar.
-Tom lives all by himself in a small cabin in the woods.
- cabin
- {f} kabin veya kamarada yaşamak
- cabin
- kamara/kulübe/kabin
- cabin
- {i} hücre
- cabin
- cabin class ikinci sınıf
- cabin
- cabin boy kamarot
- cabin
- küçük bir yere kapamak
Related Terms
English - English
Definition of confine to a small space, such as a cabin in English English dictionary
- cabin
confine to a small space, such as a cabin
Hyphenation
con·fine to a small space, such as a cab·inPronunciation
Resimler
Favorites