Tom'a itiraf etmek için bir şans vermeliyiz.
- We should give Tom a chance to confess.
Tom suçunu itiraf etmek zorunda kaldı.
- Tom has to confess his crime.
Yalan söylemek zorunda kaldığını itiraf etti.
- He confessed he had to lie.
Hiç kuşkusuz o bir güzel, ama onun hataları var.
- She is a beauty, admittedly, but she has her faults.
O hiç kuşkusuz yetenekli bir lider.
- He is admittedly an able leader.
O hiç kuşkusuz yetenekli bir lider.
- He is admittedly an able leader.
Hiç kuşkusuz o bir güzel, ama onun hataları var.
- She is a beauty, admittedly, but she has her faults.
Kaliforniya, Amerika Birleşik Devletleri'ne kabul edilen 31'inci eyaletti.
- California was the 31st state admitted to the United States.
Tom Mary'nin söylediğinin doğru olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that what Mary said was true.
Tom hatasını kabul etti.
- Tom admitted his mistake.
Şüpheli sonunda itiraf etmeye başladı.
- The suspect began to confess at last.
İtiraf etmeyi başardı.
- He did not fail to confess.
Tom kırmızı şarabı döktüğünü kabul etti.
- Tom admitted to spilling the red wine.
Herkes dünyanın bir küre olduğunu kabul etti.
- Everyone admitted that the earth is a sphere.
Çocuklar herkesçe bilinen değil.
- Children are not admitted.