English - Turkish
Definition of confess to a punishable or reprehensible deed, usually under pressure in English Turkish dictionary
- confess
- itiraf etmek
Tom suçunu itiraf etmek zorunda kaldı.
-Tom has to confess his crime.
Tom polise itiraf etmekten başka bir seçeneği olmadığını hissetti.
-Tom felt he had no other choice than to confess to police.
- confess
- {f} günah çıkarmak
- confess
- {f} söylemek
Yalan söylemek zorunda kaldığını itiraf etti.
-He confessed he had to lie.
- confess
- {f} günah çıkartmak
- confess
- {f} kabullenmek
- shrive
- günah çıkarmak
- confess
- itiraf et
İtiraf etmeyi başardı.
-He did not fail to confess.
Sanık niçin itiraf etti?
-Why did the accused confess?
- shrive
- itiraf edilen günahları dinlemek
- shrive
- günah çıkar
- confess¨
- itiraf ¨
- confess
- günah çıkar/itiraf et
- confess
- teslim ederek
- confess
- şiir belli etmek
- confess
- doğrulamak teslim etmek
- shrive
- itirafını dinleyip affetmek
- shrive
- günahını çıkarmak
- shrive
- günah çıkart
Related Terms
confess to a punishable or reprehensible deed, usually under pressure
Hyphenation
con·fess to a pun·ish·a·ble or rep·re·hen·si·ble deed, u·su·al·ly un·der pres·surePronunciation
Resimler
History
Favorites