Göl donmuştu ama buzun üzerinde yürümek için yeterince güçlü olduğundan emin değilim.
- The lake has frozen over but I'm not sure the ice is strong enough to walk on.
Yalnızca dondurmaları değil, dondurulmuş şerbet ve donmuş yoğurdu da severim.
- I like not only ice creams, but also sorbet and frozen youghurt.
Buraya dondurulmuş balık getir.
- Bring the frozen fish here.
Dondurulmuş yoğurda can atıyorum.
- I'm dying for frozen yogurt.
Çok soğuk vardı, bu nedenle göl dondu.
- It's been very cold, so the lake is frozen.
Dün yine çok soğuktu. Donmuş olabilirim.
- Yesterday it was so cold again. I may have frozen.
Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
- The bones remained frozen in the ice.
İliklerime kadar dondum.
- I was frozen to the bone.