Dizinin bitiş şeklini beğenmiyorum.
- I don't like how the series is ending.
Bitişi çok daha ilginçtir.
- The ending is much more interesting.
Müzakerelerin amacı, iki ülke arasındaki en kötü diplomatik krizin sona ermesi.
- The negotiations are aimed at ending the worst diplomatic crisis between the two countries.
Birçok Hollywood filmleri mutlu bir sona sahiptir.
- Most Hollywood movies have a happy ending.
Kore'deki savaşa son verme hakkında konuştu.
- He talked about ending the war in Korea.
Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu.
- The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.
Sürprizlerle biten uzun hikayeleri seviyorum.
- I like long stories with surprise endings.
Hüzünlü biten hikayeleri severim.
- I like stories that have sad endings.
Bu fiil geniş zamanda hangi takıları alır?
- Which endings does this verb have in the present tense?
Patlıcanları yıkayın ve onların uçlarını kesin.
- Wash eggplants and cut their endings.
İnsanlar seçtiklerinde sevmeye başlayabilir ama biten sevgi geldiğinde seçenekleri yoktur.
- People can begin to love when they choose, but they have no choice when it comes to ending love.
Olivia hikayeye son vermeyi başaramadı.
- Olivia couldn't give an ending to the story.