concluding, finishing

listen to the pronunciation of concluding, finishing
English - Turkish

Definition of concluding, finishing in English Turkish dictionary

ending
bitiş

Dizinin bitiş şeklini beğenmiyorum. - I don't like how the series is ending.

Bitişi çok daha ilginçtir. - The ending is much more interesting.

ending
{i} sona erme

Müzakerelerin amacı, iki ülke arasındaki en kötü diplomatik krizin sona ermesi. - The negotiations are aimed at ending the worst diplomatic crisis between the two countries.

ending
{i} son

Birçok Hollywood filmleri mutlu bir sona sahiptir. - Most Hollywood movies have a happy ending.

Kore'deki savaşa son verme hakkında konuştu. - He talked about ending the war in Korea.

ending
sona ererek
ending
mayna
ending
(Bilgisayar) sona erdiriliyor
ending
sonuç

Avrupa Birliği, ikinci dünya savaşı ile sonuçlanan sık ve kanlı komşu devletler arasındaki savaşları bitirme amacıyla kuruldu. - The European Union is set up with the aim of ending the frequent and bloody wars between neighbours, which culminated in the Second World War.

ending
{f} bit

Sürprizlerle biten uzun hikayeleri seviyorum. - I like long stories with surprise endings.

Hüzünlü biten hikayeleri severim. - I like stories that have sad endings.

ending
{i} ecel
ending
{i} sonek
ending
{i} dilb. takı, sonek
ending
{i} takı

Bu fiil geniş zamanda hangi takıları alır? - Which endings does this verb have in the present tense?

ending

Patlıcanları yıkayın ve onların uçlarını kesin. - Wash eggplants and cut their endings.

ending
baş

İnsanlar seçtiklerinde sevmeye başlayabilir ama biten sevgi geldiğinde seçenekleri yoktur. - People can begin to love when they choose, but they have no choice when it comes to ending love.

Olivia hikayeye son vermeyi başaramadı. - Olivia couldn't give an ending to the story.

ending
(isim) son, ölüm, sona erme, ecel, sonek, bitirme, takı
ending
nihayet
ending
hitam
English - English
{a} ending
concluding, finishing
Favorites