Ben bir hafta içinde bu işlemi sonuçlandırmak zorundayım.
- I have to conclude this transaction within a week.
Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
- I have to conclude this deal within a week.
Tom konuşmasını bir atasözü ile bitirdi.
- Tom concluded his speech with a proverb.
Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
- I have to conclude this deal within a week.
Bir hafta içinde bu anlaşmayı bitirmek zorundayım.
- I have to conclude this deal within a week.
Onun yalan söylediği sonucuna varmada çok aceleci davrandım.
- I was too hasty in concluding that he was lying.
Yönetim kurulu üyeleri, 27 Mart 2013 tarihinde bir sonuç oturumu için bir araya gelecek.
- Members of the board will meet for a concluding session on March 27, 2013.
Your argument is very concluding.
In the concluding chapters of the book.