Bay Johnson dikkatsiz yönetimi nedeniyle kaybedilen para miktarı hakkında endişe ediyordu.
- Mr Johnson was concerned about the amount of money that was being lost because of careless management.
Ben sizin sağlığınız için endişe duyuyorum.
- I am concerned for your health.
Gerçeği söylemek gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To tell the truth, this matter does not concern it at all.
Adam bu proje ile ilgilenmiyor.
- The man is not concerned in this project.
Hans Bethe 1967'de yıldızlarda enerji üretimi hakkındaki işi için fizik nobel ödülünü kazandı.
- Hans Bethe won the 1967 Nobel Prize in Physics for his work concerning energy production in stars.
Özel işlere karışmayın.
- Don't interfere in private concerns.
Bu ürün güvenlik için en yüksek kaygı ile tasarlanmıştır.
- This product has been designed with the highest concern for safety.
Arkadaşların senin sağlığını gerçekten merak ediyorlar.
- Your friends are really concerned about your health.
Ben endişeni paylaşıyorum.
- I share your concern.
O endişeleri paylaşıyor musunuz?
- Do you share those concerns?
Bu seni hiç ilgilendirmez.
- This does not concern you at all.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Bob'a kalırsa, bir şey dönüyor. Buna karşılık, Jane çok dikkatli.
- As far as Bob is concerned, anything goes. By contrast, Jane is very cautious.
Bu kendinizi endişelendirmenizi gereken bir şey değil.
- That's nothing you need to concern yourself with.
O benim yegane kaygım.
- That's my sole concern.
Tom kaygısını saklamaya çalıştı.
- Tom tried to hide his concern.
Bu, firmamızı ilgilendirmiyor.
- It is no concern of our firm.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Osteoporoz ileri yaşlarda daha yaygındır ve genellikle menopoz sonrası kadınlar için bir sorundur.
- Osteoporosis is more common in advanced age, and is often a concern for post-menopausal women.
Bu hepimizi ilgilendiren bir mesele.
- It's a matter that concerns all of us.
Ben mesele ile ilgili değilim.
- I am not concerned with the affair.
Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.
- This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking.
Endişeli olmamız gerekiyor mu?
- Should we be concerned?
Bu kendinizi endişelendirmenizi gereken bir şey değil.
- That's nothing you need to concern yourself with.
Tom Mary'nin güvenliği hakkında endişeli.
- Tom is concerned about Mary's safety.
Tom Mary hakkında endişeli.
- Tom is concerned about Mary.
O, babasının rahatsızlığı ile ilgili endişe duymaktadır.
- He is concerned about his father's illness.
Ben onunla ilgili değilim.
- I'm not concerned with that.
We understand from the passage that functionrather than form is what engineers are primarily concerned with.
Tom ile Mary hakkında konuşmak istiyorum.
- I'd like a word with Tom concerning Mary.
Siyaset ve din hakkında benim kendi görüşlerim var.
- I have my own opinions concerning politics and religion.
Bu kitap en çok pasif içiciliğin etkileriyle ilgilenmektedir.
- This book is chiefly concerned with the effects of secondhand smoking.
Ben bununla ilgilenmiyorum.
- I am not concerned with this.
Herkes kaygılı ve endişeli.
- Everyone is concerned and worried.
Tom kendi güvenliği için kaygılıdır.
- Tom is concerned for his safety.
Bıçak ve çatal kullanımı ile ilgili olarak bir kural vardır.
- There is a rule concerning the use of knives and forks.
Bıçak ve çatal kullanımı ile ilgili olarak bir kural vardır.
- There is a rule concerning the use of knives and forks.
Bununla ilgili, ben suçlanacak tek kişiyim.
- Concerning this, I'm the one to blame.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Onun geçmiş yaşamı ile ilgili bir şeyin farkında mısınız?
- Are you aware of anything concerning his past life?
Bıçak ve çatal kullanımı ile ilgili olarak bir kural vardır.
- There is a rule concerning the use of knives and forks.
Bu devleti ilgilendiriyor.
- It concerns the State.
Politika insanları onları ilgilendiren şeylere karışmalarını önleme sanatıdır.
- Politics is the art of preventing people from getting involved in what concerns them.
Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
- The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
Japon Diş Hekimleri Birliği sorunu Japon Diş Hekimleri Birliğinden LDP ye ait olan Diyet üyelerine yapılan gizli bağışlarla ilgili bir olaydır.
- The Japanese Dentists Association affair is an incident concerning secret donations from the Japanese Dentists Association to Diet members belonging to the LDP.
Mark's health was of great concern to Connie.
He placed his hand on his sister's sunburnt legs with great concern.
The employees' attitude is really hurting the concern.
At Acromas, the balance sheet is more than £1bn in the red and a pre-tax loss of £300m was recorded in the year to January 2009. But Acromas is still regarded as a viable going concern.
dealing with the particular study/system of concern.
... I share your concern that of course it's troublesome. ...
... awful lot of Sturm und Drang and hand-wringing and concern over users and what they were ...