Bu teoriyi kavramak için benim çok zordur.
- This theory is too difficult for me to comprehend.
Kavramak gerçekten zor.
- It's really hard to comprehend.
Profesör ne demek istediğimi anlayamadı.
- The professor was unable to comprehend what I meant.
Tom'un ne hakkında konuştuğumuzu anlayabileceğinden şüphe duyuyorum.
- I doubt Tom can comprehend what we're talking about.
Tanrı ile konuşma arzusu saçmadır. İdrak edemediğimiz birisiyle konuşamayız.
- The wish to talk to God is absurd. We cannot talk to one we cannot comprehend.
This book comprehends all the topics that are relevant for you.
... the backdrop of a universe almost too vast to comprehend. ...