Tom ne kadar hoş göründüğüne dair Mary'ye iltifat etti.
- Tom complimented Mary on how nice she looked.
Tom Mary'ye iltifat etti.
- Tom complimented Mary.
İnsanlar İngilizcenizin ne kadar iyi olduğu hakkında iltifat etmeyi bırakırsa İngilizcenizin iyi olduğunu bilirsiniz.
- You know that your English is good when people stop complimenting you on how good your English is.
Benim iltifatlarım bunu mümkün kılan ellere.
- My compliments to the hands that made this possible.
Tom övgüleri iade etti.
- Tom returned the compliments.
Tom her zaman övgü için balık tutuyor.
- Tom is always fishing for compliments.
İnsanlar hâlâ tamamen bir yerli konuşucu gibi ses çıkarmadığın aşikar olduğunda sadece dil yeteneğiniz üzerine size iltifat etmek eğilimindedir.
- People tend to only compliment you on your language ability when it's apparent that you still don't quite sound like a native speaker.
Ona saygılarımı lütfeder misin?
- Will you be so kind as to convey my compliments to her?
Tom, Mary'ye övgüler yağdırdı.
- Tom showered Mary with compliments.
Tom övgüleri iade etti.
- Tom returned the compliments.
Ona saygılarımı lütfeder misin?
- Will you be so kind as to convey my compliments to her?
Please accept this 2011 calendar with our compliments.