Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
- Are you completely through with your homework?
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Tom yerleşimden tam olarak mutlu değildi.
- Tom wasn't completely happy with the settlement.
Ben, tam olarak on mil yürüdüm.
- I completely walked ten miles.
Bir insan başka bir insanı tümüyle anlamayabilir.
- A person cannot understand another person completely.
Tamamen ve tam anlamıyla sana âşığım.
- I'm totally and completely in love with you.
Ben bütünüyle ciddiyim.
- I'm completely serious.
O bütünüyle yanlış değil.
- This isn't completely wrong.
Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
- Are you completely through with your homework?
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Biz düpedüz gafil avlandık.
- We were completely taken by surprise.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Bir insan başka bir insanı tümüyle anlamayabilir.
- A person cannot understand another person completely.
Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
En kısa sürede onu tamamlamak zorundayım.
- I have to complete it as soon as possible.
Eksiksiz bir şiir, bir duygunun düşünceyi ve düşüncenin kelimeleri bulduğu yerdir.
- A complete poem is one where an emotion finds the thought and the thought finds the words.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
- The procedure must be executed correctly and completely.
Tam cümleler istiyoruz.
- We want complete sentences.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Tom bütün gün çalıştı ve tamamen bitkin düştü.
- Tom worked all day and was completely worn out.
O bütünüyle yanlış değil.
- This isn't completely wrong.
Görevi tamamlamak için daha fazla zamana ihtiyacı vardı.
- He needed more time to complete the task.
Hepsi bununla tamamlandı.
- All is completed with this.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
- Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
- My uncle has completely recovered from his illness.
Onun sözleri tamamen anlamsızdı.
- Her words were completely meaningless.
Tamamen unutulduğunu düşünecek.
- He will think he has been completely forgotten.
Yeni köprü marta kadar bitmiş olacak.
- The new bridge will have been completed by March.
Yeni okul binasının gelecek yıl bahara bitmiş olması bekleniyor.
- The new school building is expected to be completed by spring next year.
Aylar süren müzakerelerin ardından, barış antlaşması tamamlandı.
- After months of negotiations, the peace treaty was completed.
İş yarım saatten az bir sürede tamamlandı.
- The work was completed in under half an hour.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Onu uzun zaman önce tamamlamalıydın.
- You should have completed it long ago.
Ben gelmeden önce iş tamamlanmıştı.
- The work had been completed before I arrived.
Yeni köprü, marta kadar tamamlanmış olacak.
- The new bridge will have been completed by March.
He is completely mad.
Please completely fill in the box for your answer, using a number 2 pencil.
Tom ignored all of Mary's warnings.
- Tom disregarded Mary's advice completely.
We were totally exhausted from the five-hour trip.
- We were completely exhausted from the five-hour trip.
You people are totally insane.
- You people are completely insane.
Leave the yarn in the dye overnight so the color soaks through.
outfit.
He completed the assignment on time.
He was wide awake.
We were totally exhausted from the five-hour trip.
- We were completely exhausted from the five-hour trip.
I feel like a total idiot.
- I feel like a complete idiot.
... lights, you can let your imagination as a developer completely take over. ...
... We've completely rewritten our locations algorithms, taking ...