compensation for work; just reward, recompense

listen to the pronunciation of compensation for work; just reward, recompense
English - Turkish

Definition of compensation for work; just reward, recompense in English Turkish dictionary

wages
(Ticaret) maaş

Ben bütün maaşımı bir günde harcadım. - I spent all my wages in one day.

O genç adam, maaşındaki bir artışı hak ediyor. - That young man deserves a raise in his wages.

wages
{i} yevmiye
wages
{i} haftalık

O bana bir haftalık ücreti avans verdi. - He advanced me a week's wages.

Patron bir haftalık ücretimi yükseltti. - The boss advanced me a week's wages.

wages
gündelik
wages
{i} karşılık
wages
{i} işgücü maliyeti
wages
{i} bedel

Günahın bedeli ölümdür. - The wages of sin are death.

Günahın bedeli ölümdür. - The wages of sin is death.

wages
{i} ücret: daily wages yevmiye, gündelik. weekly wages haftalık, haftalık ücret
wages
{i} ücret

Ücretlerimin beşte biri vergilere gidiyor. - One-fifth of my wages go to taxes.

Polisler daha yüksek ücretler talep ettiler. - The policemen demanded higher wages.

English - English
{i} wages
compensation for work; just reward, recompense
Favorites