Şimdi telafi etme zamanı.
- Now it's time to make amends.
Tom telafi etmek için söz verdi.
- Tom has promised to make amends.
Yaptığım her şeyi telafi etmek için bir gönüllü olarak çalışmak istiyorum.
- I want to work as a volunteer to make amends for everything I've done.
Tom telafi etmek için ne yaptı?
- What has Tom done to make amends?
Tom kendi web sitesinde alenen özür dileyerek telafi etmeye çalıştı.
- Tom tried to make amends by apologizing publicly on his website.
Tom çaldığı tüm parayı geri vererek özür dilemeye çalıştı.
- Tom tried to make amends by giving back all the money he had stolen.