Definition of companys in English Turkish dictionary
- şirketin
- company
- {i} bölük
- company
- şirket
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
- company
- {i} eşlik
Gel ve bana eşlik et.
- Come and keep me company.
Yalnız kalmak istemiyorsanız size eşlik edebilirim.
- If you don't want to stay alone, I can keep you company.
- company
- {i} misafir
Bu akşam misafirim gelecek.
- I'm expecting company this evening.
Tom misafir bekliyor.
- Tom is expecting company.
- company
- {i} birlik
Şirkete annesiyle birlikte geldi.
- He came in company with his mother.
Tom artık şirket ile birlikte değil.
- Tom is no longer with the company.
- company
- {i} arkadaşlık
Tom'la arkadaşlık etmemeni tavsiye ederim.
- I advise you not to keep company with Tom.
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
- company
- {i} ortaklık
Tom bir ortaklık istediğini söyledi.
- Tom said he wanted some company.
Bir ortaklık ister misin?
- Do you want some company?
- company
- {i} beraberindekiler
- company
- {i} tayfa
- company
- {i} toplantı
O, şirket temsilcisi olarak toplantıya katıldı.
- He attended the meeting as the company representative.
O süre boyunca Asya'da seyahat ediyor olacağımdan mayıstaki şirket toplantılarına katılamayacağım.
- I will not be able to participate in the company meetings in May as I will be traveling in Asia during that time.
- company
- lonca
- company
- şirketi
Bay Kondo, şirketindeki en çalışkandır.
- Mr Kondo is the most hardworking in his company.
Acil internet girişi olan bir çevre yaratmazsak, bizim şirketimizde geride kalacak.
- Our company is going to be left behind too if we don't create an environment in which we can get instant Internet access.
- company
- {i} topluluk
- company
- mürettebat
- company
- misafirler
- company
- kuruluş
Şirketin kuruluşu 1950 yılında oldu.
- The launching of the company was in 1950.
- company event
- şirket etkinliği
- company law
- (Kanun) şirketler yasası
- company logo
- şirket amblemi
- company name
- şirket
- company name
- şirket adı
- company name
- (Ticaret) şirketin ünvanı
- company picnic
- (Bilgisayar) şirket pikniği
- company policy
- şirket politikası
- company union
- (Ticaret) işçi sendikası
- constituent company
- (Ticaret) bağlı şirket
- construction company
- inşaat firması
- consulting company
- danışmanlık şirketi
- contractor company
- yüklenici firma
- cooperative company
- (Kanun) kooperatif şirket
- commercial company
- ticari şirket
- commercial credit company
- ticari kredi kuruluşu
- commercial finance company
- ticari finans kuruluşu
- company
- türküm
- company
- arkadaş
O, çok iyi bir arkadaş değildir.
- He is not very good company.
Sadece Tom'a arkadaşlık etmek için geldim.
- I just came along to keep Tom company.
- company
- arkadaş çevresi
- company
- dost
Tom şirkette benim dostumdur.
- Tom is my ally at the company.
- company
- arkadaşlar
Gerçekten senin arkadaşlarınla eğleniyorum.
- I really enjoy your company.
Bütün doktorlar kahve içmemem gerektiğini söylüyorlar ama buna rağmen, sevdiğim arkadaşlarımla beraberken ara sıra birazcık içiyorum.
- All the doctors say that I shouldn't drink coffee, but, despite that, I do have a bit now and then when I'm in good company.
- company car
- şirket arabası
- company management
- şirket yönetimi
- company meeting
- şirket toplantısı
- company officials
- şirket yetkilileri
- company promoter
- şirket temsilcisi
- company secretary
- şirket sekreteri
- company union
- şirketler grubu
- controlling company
- ana şirket
- company board
- Şirket komisyonu
At a company board meeting you feel that everyone favours playing safe.
- company check
- şirketi kontrol
- company chop
- Şirket kaşesi
- company commander
- (Askeri) Bölük komutanı
- company director
- şirket yönetim kurulu üyesi
- company mail
- Şirket postası
- company of public ownership
- halka açık anonim şirket
- company profile
- şirket profili
- company shares
- şirket hisseleri
- company store
- şirket satış mağazası
- company structure
- şirket bünyesi
- company technician
- şirket teknisyeni
- company union
- sendika
- company with share capital
- sermaye şirketleri
- company-wide
- Şirket çapında
- concealer company
- saklayıcı şirket
- corporation, business, company
- şirket, iş, şirket
- corporation, firm, company
- şirket, firma, şirket
- company
- (Askeri) BÖLÜK: Ordunun muharip ve yardımcı sınıflarının çoğunda bulunan esas idari taktik birlik
- company
- şirket, grup
- company
- {i} eşlik, refakat, arkadaşlık
- company
- {i} şirket, kumpanya, ortaklık
- company
- mürettebat tayfa
- company
- (Sosyoloji, Toplumbilim) eşlik (etme)
- company
- {i} topluluk, kumpanya
- company
- (Avrupa Birliği) şirket, firma
- company
- company manners görgü kurallarına uygun davranışlar
- company
- tiyatro oyuncu topluluğu
- company aid man
- (Askeri) BÖLÜK SIHHİYE ERİ: Yaralılara ilk sıhhi yardımı yapmak, tabur veya alay tabibine gerekli bilgi ve haberleri vermek üzere, muharip sınıf bölüklerinde bulunan, ordu Sağlık teşkilatına mensup şahıs
- company area
- (Askeri) bölük mıntıkası
- company area
- (Askeri) Birlik mıntıkası
- company area
- (Askeri) BÖLÜK MINTIKASI: Bir garnizon veya mıntıkanın bölüğe tahsis edilen kısmı
- company brief
- şirket hakkında kısa bilgi
- company clerk
- (Askeri) BÖLÜK YAZICISI: Bir bölüğün yazı işlerinde bölük başçavuşuna (first sergeant) yardım eden ve genellikle astsubay sınıfına mensup olan şahıs. Ayrıca bakınız: "clerk"
- company clerk
- (Askeri) bölük yazıcısı
- company council
- (Askeri) BÖLÜK HEYETİ: Bir bölükte görevli bulunan subayların tümü. Bunlar; tespit veya emredilen zamanda, bölük parasını kontrol etmek ve bu paranın sarfı hususunda gerekli tekliflerde bulunmak üzere toplanırlar
- company council book
- (Askeri) BÖLÜK HESAP DEFTERİ: Bölük parasına ait muhasebe kayıtlarını tutmaya yarayan resmi defter
- company discipline
- (Askeri) BÖLÜK DİSİPLİN CEZASI: Bak. "company punishment"
- company executive
- firma yetkilisi
- company executive
- (Ticaret) şirket yetkilisi
- company executive
- (Ticaret) kurum yetkilisi
- company fund
- (Askeri) bölük parası
- company fund
- (Ticaret) şirket fonu
- company fund
- (Askeri) BÖLÜK PARASI: Bir birlik olarak bölüğe ait olan para. Bu para, bölük heyetinin tasvibiyle, Ordu Yönetmeliklerine uygun olarak, bölük menfaatinin icap ettirdiği yerlerde kullanılır
- company grade
- (Askeri) BÖLÜK SUBAYLIĞI RÜTBESİ: Normal olarak bir bölükte hizmet gören subayların sınıflandırılması. Bu sınıflandırma teğmen, üsteğmen ve yüzbaşılara uygulanır
- company grade
- (Askeri) bölük subaylığı rütbesi
- company ip
- (Ticaret) şirket fikri mülkiyeti
- company law
- (Avrupa Birliği) şirketler hukuku
- company loss
- (Ticaret) şirket zararı
- company officer
- (Askeri) BÖLÜK SUBAYI: Bir bölükte hizmet gören ve rütbesi binbaşıdan küçük olan subay
- company option
- (Ticaret) şirket opsiyonu
- company outing
- şirket gezisi
- company owner
- şirket sahibi
- company punishment
- (Askeri) BÖLÜK DİSİPLİN CEZASI: Bir bölük komutanı tarafından, askeri mahkemeye intikal ettirilmeden verilen disiplin cezaları. Buna "company discipline" de denir
- company seal
- (Ticaret) şirket kaşesi
- company street
- (Askeri) BÖLÜK MINTIKA YOLU: Bir bölüğe ait bina veya çadırların önünde veya arkasındaki yol, geçit veya açık saha
- company street
- (Askeri) bölük mıntıka yolu
- company title
- (Ticaret) firma ünvanı
- company town
- şirket şehri
- company transport
- (Askeri) BÖLÜK TAŞIT ARAÇLARI: Taktik maksatlarla, doğrudan doğruya bölük komutanının emrinde bulunan ve bölük teçhizatının kuruluşa dahil bir kısmını teşkil eden araçlar
- company union
- sendika,şirketler grubu
- company's name
- (Ticaret) şirket ünvanı
- company's water
- musluk suyu
- company's water
- şehir suyu
- company/dept
- (Bilgisayar) şirket/bölüm
- company’s
- şirketin
- contracting company
- müteahhitlik şirketi
- contracting company
- müteahhitlik firması
- controlled company
- (Ticaret) kontrol edilen şirket
- corps headquarters company
- (Askeri) KOLORDU KARARGAH BÖLÜĞÜ
- publicly traded company
- (Bilim, İlim) Halka açık şirket
- good company
- hoşsohbet
- in company with
- eşliğinde
- in the presence of a large company
- büyük bir topluluk önünde
- part company with
- arkadaşlığı kesmek
- affiliate company
- (Ticaret) bağlı şirket
- allied company
- (Ticaret) bağlı şirket
- ceding company
- (Ticaret) sedan şirket
- dishonest company
- paravan şirket
- domestic company
- yerli kuruluş
- drug company
- ilaç firması
- drug company
- ilaç şirketi
- establish a company
- (Ticaret) şirket kurmak
- expert company
- (Ticaret) ihtisas sahibi firma
- found a company
- şirket açmak
- headquarters company
- (Askeri) karargah bölüğü
- importer company
- ithalatçı firma
- in company with
- ile beraber
- independent audit company
- (Ticaret) bağımsız gözetim şirketi
- independent company
- (Ticaret) bağımsız şirket
- inspection company
- (Ticaret) gözetim şirketi
- limited company
- (Ticaret) sınırlı sorumlu ortaklık
- limited company
- (Ticaret) sınırlı sorumlu şirket
- listed company
- (Ticaret) kote şirket
- parent company
- (Ticaret) ana kuruluş
- production company
- yapımevi
- recipient's company
- (Bilgisayar) alıcının şirketi
- recording company
- (Muzik) plak şirketi
- registered company
- (Bilgisayar) kayıtlı şirket
- represent the company
- şirketi temsil etmek
- sales company
- satış şirketi
- shell company
- (Ticaret) paravan şirket
- strong company
- (Ticaret) güçlü firma
- strong company
- güçlü kuruluş
- subsidiary company
- (Ticaret) bağlı ortaklık
- turkish company
- (Ticaret) türk şirketi
- vendor company
- (Ticaret) temlik ve ferağ eden şirket
- wind up a company
- (Ticaret) şirketi tasfiye etmek
- your company
- (Bilgisayar) şirketiniz
- companys
- şirketler