O her zaman paraya sıkışıktır. - He is always pressed for money.
O her zaman paraya sıkışıktır.
He is always pressed for money.
Paraya sıkışık değilim. - I'm not pressed for money.
Paraya sıkışık değilim.
I'm not pressed for money.
Kalabalık kapıya doğru bastırdı. - The crowd pressed toward the gate.
Kalabalık kapıya doğru bastırdı.
The crowd pressed toward the gate.
O, fren pedaline bastı. - He pressed the brake pedal.
O, fren pedaline bastı.
He pressed the brake pedal.