commonplace, ordinary, usual; customary, habitual

listen to the pronunciation of commonplace, ordinary, usual; customary, habitual
English - Turkish

Definition of commonplace, ordinary, usual; customary, habitual in English Turkish dictionary

routine
{s} rutin

O rutin bir prosedür. - It's routine procedure.

Böylesine sorgulama rutin polis işidir. - Such questioning is routine police business.

routine
hergünkü işler
routine
her zamanki

Her zamanki gibi olacağını umuyorduk, ama sıra dışı bir durumla karşılaştık. - We expected the routine, but we got the extraordinary.

routine
(Denizbilim) günel
routine
olağan
routine
alışılagelen
routine
alışkanlık haline gelmiş şey
routine
görenek
routine
{s} alışılmış, her zamanki
routine
(sıfat) rutin, alışılagelmiş, her günkü, sıradan, değişmeyen, basmakalıp, klişeleşmiş, mekanikleşmiş
routine
{i} boş lâf
routine
{i} iş programı
routine
{s} alışılagelmiş
routine
{s} her günkü
routine
Yordam
routine
(isim) program, her günkü işler, sıradan işler, alışkanlık, adet, boş lâf, basmakalıp lâflar, yordam [bilg.]
routine
program (parçası) yordam
routine
{i} basmakalıp lâflar
routine
{i} program

Programı önceden bildiğine eminim. - I'm sure you already know the routine.

routine
{s} mekanikleşmiş
English - English
{s} routine
commonplace, ordinary, usual; customary, habitual
Favorites