Araçla Boston'a gitmek ve cinayeti işlemek için yeterli zamanın vardı.
- You had just enough time to drive to Boston and commit the murder.
Dan bir cinayet işlemekle suçlandı.
- Dan was accused of committing a murder.
O açlıktan öldüğü için suç işlemek zorunda kaldı.
- He had to commit crime because he was starving.
Tom onu yapmak için çok kararlıdır.
- Tom is very committed to doing that.
Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
- They voted to create a committee.
Komite uzun bir oturum yaptı.
- The committee had a long session.
Arkadaşım işlemediği bir suç için sorumluluk üstlenmeyi bitirdi.
- My friend ended up taking the rap for a crime he didn't commit.
Bid him farewell, commit him to the grave. -Shakespeare.
Committing short and long . -Milton.
Every Git commit represents a single, atomic changeset with respect to the previous state.
Any sudden assent to the proposal ... might possibly be considered as committing the faith of the United States. -Marshall.