Hiç kimse ülkemi övmek istemedi.
- Nobody wanted to praise my country.
Hiç kimse benim ülkemi övmek istemiyor.
- Nobody wants to praise my country.
Tom kesinlikle övgüyü hakediyor.
- Tom certainly deserves praise.
Bu kitap övgüye layık.
- This book is worthy of praise.
Övüldüğümüz zaman güven kazanırız.
- When we are praised, we gain confidence.
Herkes kendi yaptığıyla övünür.
- Every fox praises its tail.
Senatörler benim hareketimi övüyorlardı.
- The senators will praise my act.
Hiç kimse benim ülkemi övmek istemiyor.
- Nobody wants to praise my country.
Mary'yi övmeyi seviyorum.
- I like to praise Mary.