Japonya'da öğrencilerin üniversitelere girmek için zor sınavlara girmeleri gerektiği tüm dünyada bilinmektedir.
- It is known all over the world that, in Japan, students have to take difficult entrance examinations to enter universities.
Yabancı bir ülkeye girmek için bir pasaporta ihtiyacın var.
- You need a passport to enter a foreign country.
O bana içeri girmem için işaret etti.
- She beckoned me to come in.
İçeri girdiğini duymadım.
- We didn't hear you come in.
İçeri girmek ister misin?
- Do you want to come in?
İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
- Please make an appointment to come in and discuss this further.
İçeri girmek istemez misiniz?
- Don't you want to come inside?
İçeri girmek istedin mi?
- Did you want to come in?
İçeri gelmek ister misin?
- Do you want to come inside?
İçeri gelmek ister misiniz?
- Would you like to come in?
İçeriye girmek ve bunu daha fazla görüşmek için bir randevu al lütfen.
- Please make an appointment to come in and discuss this further.
İçeri girin. Kapı açık.
- Come in. The door is open.
Ev numaranı, mahalleni, posta kodunu ve sokağını ayrı ayrı yazmak zorundasın.
- You have to enter your house number, suburb, post code and street seperately.
Please come in and look around.
Most of the neighbors get 14 channels, but only two of them come in well here.
They started together, but the drummer came in late.