Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.
- The player made a splendid comeback.
Kısa sürede geri dönmek şartıyla dışarı çıkabilirsin.
- You may go out only if you come back soon.
Geri dönmek istemiyorsan, anlarım.
- If you don't want to come back, I'll understand.
O,yakında geri gelmek için bana söz verdi.
- He gave me a promise to come back soon.
Ben bu şehri terk etmek istiyorum ve asla geri gelmek istemiyorum.
- I would like to leave this town and never come back.
Geri dönmek zorunda kalacağız.
- We'll have to come back.
Bir daha asla buraya geri dönmek istemiyorum.
- I don't want to come back here ever again.
Lütfen mümkün olduğunca kısa sürede geri gel.
- Please come back as soon as possible.
Onun öğle yemeğinden önce geri gelmesini bekliyorum.
- I expect her to come back before lunch.
But he never knew that it really was his own Bunny, come back to look at the child who had first helped him to be Real.
That fad went out with the eighties, but I think it's making a comeback.
I wish I had thought of a quick comeback for his comment.
... come back to the stage. ...
... MR. LEHRER: Come back to Medicaid, here, yeah, yeah, right. ...